Ege Üniversitesi Fotoğraf Topluluğu ilk denemesi geçen sene yapılan kavramsal ve düşünsel fotoğraf atölyeleri dizisini bu sene daha geniş bir program ve kapsamda yeniden düzenliyor.
Gökhan Bulut'un AFSAD bünyesinde düzenledigi "Soyut Fotograf Atölyesi" Fotoğrafta Öz/ne? `Öznenin Gerçeği ve Gerçekliği` temalı bu atölyeler etkinligi kapsamında ikinci atölye... 20-21 Aralık tarihlerinde Ege Üniversitesi MOTBE Seminer Salonunda...
20 Aralık 2008 Saat 10.00 - Sunum
21 Aralık 2008 - Çalıştay
Fotografta Öz/ne? atölyeler etkinliği dizisine katılımınızı ve katkılarınızı bekliyoruz.
December 18, 2008
November 27, 2008
Ege Üniversitesi Fotograf Toplulugu-Fotografta Oz/ne? Atolyeleri-I
28 Kasim 2008-Cuma gunu,saat 17.30'da Ege Universitesi Fotograf Toplulugu'nun duzenledigi Fotografta Oz/ne atolyeleri cercevesinde "Soyut Sanat ve Sanat Tarihi" konulu bir sunum olacak. Atolyelere katilmak isteyen tum Izmir'deki arkadaslari bekleriz
Bu dersler AFSAD Gökhan Bulut Soyut Fotograf Atolyesi'nin workshop calismalariyla devam edecektir...
November 21, 2008
Günün fotografı
Daily deviation of deviantART today... I hope u 'll like it :)
I'd also like to add that, there is *NO* PHOTO-MANIPULATION in this photograph...
this billboard was placed across the street and i was just on the other side of the road, and i shot it while i was walking that's it
I hope it is clear for you now
Thank youuuuuu!!!!
Check out my gallery elifvargi
New York,Times Square
****
DeviantART sitesindeki bu fotografim bugun gunun fotografi olarak secilmis :)
New York'ta gezerken bir billboardun onunde bekleyen insanlar bunlar, siradan bir an.. heryer reklam panosu zaten.. ama gel gor ki, bu yabancilara bunu anlatasin? ille de manipulasyon var demekten kendilerini alamiyorlar..
oyle komik seyler var ki, bir saat sonra anlamis ne oldugunu :)
o kadar da yazdik, bu reklam panosu, onunde de insanlar bekliyor diye..
November 04, 2008
seviyorum bu şarkıyı...
Bu ne biçim hikaye böyle hasta misin nesin bana söyle
Gel gidelim güneylere yenilenip dinlenmeye
Deliyim ben aslinda senin gibisin sevmekle deli
Basarisiz olduysan oldun yikma kendini zaten yorgunsun
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin
Ya vazgeçer unutursun yada yolun açik olsun hadi
Bu felek kimine kavun kimine kelek yedirdi
Sevinip de simarinca sana derhal bildirildi tabi
Nerde hani o canim gözler hani nerde verdigin sözler
Boguldum ben gözyasina elimi tutan el nerde
Sorarim kendi kendime elimi tutan el nerde hani
Gel gidelim güneylere yenilenip dinlenmeye
Deliyim ben aslinda senin gibisin sevmekle deli
Basarisiz olduysan oldun yikma kendini zaten yorgunsun
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin
Ya vazgeçer unutursun yada yolun açik olsun hadi
Bu felek kimine kavun kimine kelek yedirdi
Sevinip de simarinca sana derhal bildirildi tabi
Nerde hani o canim gözler hani nerde verdigin sözler
Boguldum ben gözyasina elimi tutan el nerde
Sorarim kendi kendime elimi tutan el nerde hani
October 31, 2008
FOTOGRAFYA 20.SAYISI ÇIKTI!!!!
October 19, 2008
Fotografya 20.sayısıyla yayında!
Turkiye'nin ilk sanal fotograf dergisi, Dogum, Olum, Dugun konusuyla uzun bir aradan sonra Fotografya yayinda!...
September 25, 2008
Hırsızın beğenmediği!..
Gecen aksam eve geldigimde, kapının kilidini bulamadim.Apartmanin ici de boyandigindan, ustalarin kilidi dusurdugunu (!) sanarak, kapicinin yanina gittim. Benimki de tam salaklik-saflik! Kapinin kilidi duser mi? Dusebilir mi? Celik kapi? "Kilidim yok, kilit siz de mi?" dedim :) Kapici da hakli olarak "Ne kilidi abla? Kilit milit yok bende" dedi..
Kapici geldiginde "Hirsiz girmis galiba.Biz de butun gun apartmandaydik, duymadik, gormedik" dedi.. Ben hala aymis degilim bu sirada. 1 numarada oturan, hicbir ise yaramayan Merakli Melahat, ki adi gercekten Melahat(!), "aaahhh vaahhh vahh tuhhh tuuhhh!! Gordunmu olanlari, basina gelenleri??Hirsiz girmis gordun mu bak" dedi. Bende olanca sogukkanliligimla "Girerse girsin, icerde bi sey yok zaten!"dedim. Kendisi de hemen felaket tellalligi yapip, ortadan kayboldu.
Neyse polis geldi, parmak izi alindi.. Evin ici darmaduman, yatak, yorgan, cekmece dagitmislar.
O kadar daginikligin icinde gozume birsey takildi. Anneannemin yataginin uzerinde eski bir bond canta duruyordu..Hirsizlar herseyi talan ettigi icin, omrumde gormedigim bu cantayla karsilastim.
Icinden dedemin eski bir fotografi ile, universite diplomasi cikti...
Bond cantanin icinden para bekleyen sevgili hirsizlar, bir adet eski fotograf ile, eski bir diploma cikinca oldukca sinirlenmis olmalilar ki yataga firlatmislar...
Geldigimde sevgili dedecim yatagin uzerinden bana bakiyordu... Anneannemle dedem pek gecinemezlerdi, ama anneannem dedemin fotografini ve diplomasini atmaya kiyamamis. Bir hazine gibi onu o cantada saklamis durmus...
Bir fotograf, emekli maasiyla gecinmeye calisan anneannem icin paradan daha kiymetliymis.
Benim icin de oyle, hirsizin it oynamis yonca tarlasina cevirdigi evimden geriye kalan bu goruntu benim icime oturdu nedense...
(Su an Hergele meydaninda laptopimi birileri coktaan almistir bile... )
August 27, 2008
New York'tan sevgilerle..
Turkiye'ye donmeme cok az kalmisken, (Irish pub'tan cikip, kafamda cakirkeyfken) New York anilarimi seninle paylasmak istedim sevgili blog. Burasi cok garip bir yer, turist olma bilinci ile geldigim icin memleketi ozlemedim. Nesini ozleyeyim memleketin aile ve arkadaslardan baska?
Nasilsa Turkiye'ye donecegimi bildigim icin, her saniyesini iliklerime kadar isledigim bu guzel gavurun memleketi nedense bu kadar karmasanin icerisinde bana ayri bir huzur ve mutluluk verdi.. Tebdil-i mekanda ferahlik vardir demisler.. Dogru valla! Kendime geldim, kendi sehrimden ciktiktan sonra..
Fotografcilar hemen diyecek ki, ve diyebilirler ki 'e bize ne bundan?sen olaya gel' valla burda fotograf cekmek ilk basta zor gelebilir.. cunku kadraji ayarlayip cektim diyene kadar hemen kadrajinizin icinde baska bir kafa,kol, goz belirlebiliyor..cunku cok kalabalik.. ve ben kendi makinemi basina bir sey gelebilir mantigiyla yanima almadigimdan kucuk bir makineyle idare etmek durumunda kaldim.. dolayisiyla ilk basta sikinti olsa da, daha sonra vizorden bakmadan catir cutur cekmeye basladm onume ne gelirse..
burda insanlar herseyden killandigi icin direk gozune tutup cekmek yerine gizliden gizliden cekmek biraz daha iyi olabilir..kimin nasil tepki verecegi mechul cunku..e bende bunlari bile bile risk almak istemedim acikcasi..
ama fotograf icin inanilmaz zengin bir yer..cekilecek tonla sey var acikcasi..cekebildigim kadariyla hepsini cekmeye calistim..
cok buyuleyici..cok etkileyici..bir o kadar da acimasiz bir yer.. dedikleri gibi bir yer malesef 'surekli tuketmek istegiyle dolup tastigim/tasabileceginiz' bir yer..
her ne kadar elestirseniz de, hic olmazsa b&h photo'ya girip, tam da en kralinda para harcayacaginiz,aklinizi kaybedeceginiz bir yer.. tuketmemek imkansiz..
cok renkli, tadi damagimda kaldi.. insanlari -benim rastaldigim kadariyla- arkadas canlisi,sohbet etmeyi seven tipler..komikler, yeri geldiginde tuhaflar.. ama kotu bir muameleyle hic karsilasmadim..
sokakta yururken bol bol mfo'nun 'new york sokaklarinda'adli sarkisini dinledim.. ve bir kere daha turkiye disinda oldugumu kendime hissettirdim..
sizin de sansiniz olursa mutlaka gelin bu taraflara..
3 gun sonra turkiye'ye dondugumde ne yazacagim kim bilir ?
August 10, 2008
August 05, 2008
Fotoritim'de bu ay!
Aylık sanal fotoğraf dergisi Fotoritim'de bu ay!
Monthly published e-photo magazine Fotoritim
A. Aubrey Bodine : Fotoğraf Efsanesi
James Gritz : Khampa
Mustafa Sabri Türkay : Gökyüzümden
Timurtaş Onan "Zamansız" : İstanbul, İnsanlar Kuş Misali Sergisi ve Ayın Konuğu İzzet Keribar
Bob Krist : Fransız Polinezyası
Abdullah Coşkun : İki Yıllık Hasretin Yol Hikayesi
Şule Tüzül : Yalnız Bir Opera : Fotoğraf Can Çekişiyor
Erdal Yazıcı : Anlar, Hikayeler : Uzak Kent İstanbul
Tansu Gürpınar ile Doğa : Sulak Alanlar
John Chervinsky : Kavramsal Natürmortlar
Seçkin Yalçın : Selden Sonra
Frank Ward : Tibet'den Portreler
Tekin Ertuğ ile Sanatın Kıyısından : Kapak Fotoğrafı
Fotoğraf Topluluklarından : İfsak 144. Dönem Proje Grubu : Şehrin Yalnızları
Alfredo Cappariello : Olmayan Şehirler
Mehmet Özşimşek : İstanbul Günlükleri : Büyükada
Yasin Mortaş : Doğa ve Şiir
Elif Vargı : Kentin Etrafında : Cahilus’un Fotoğrafları Üzerine Bir Deneme
Fernando Dinis : Grafiksel Fotoğraflar
Enver Şengül : Fotoğrafta Arka Plan
Mansur Ersus : Kavacıklı Kömürcüler
Selahattin Bülbül : Artvin'de Fotoğraf Çekmek
Kazım Çapacı : Böcek Devri
Maruf Şinik : Fotoğraf Okumaları 2
Oğuzhan Cürgü : Kalbi Camdan
Akademik Bakış : Reklam Fotoğrafları Ya Da Çağdaş Zamanların Alternatif Hileli Güdüleyicileri
Murat Şahin Öcal : Güneydoğu... Doğu... Gürcistan... Doğu Karadeniz
Ali Alışır : Düşlerin Konukları : Sanatın Yeniden Doğuşu
İçimizden Biri : Pınar Dağ
EİF En İyi Fotoğrafım - Fotoğraf Öyküleri : Temmuz - Ağustos 2008
July 17, 2008
Abbas the passenger: NEW YORK YOLCUSU KALMASIN!!!!!
Eveeet, fotograf yazilarindan sonra baska bir sey yazacagim ilk kez!
Daha once yurtdisina hic cikmamistim, aklimda acaba gidersem nerden baslarim diye dusunmustum cok kez. Roma'dan baslayip, Paris, Hollanda filan diye dusunurken, hani o kadar 4 yil sen sanat tarihi oku..icine toz, kil girmis slaylardan kesfetmeye calis...Avrupa'dan baslamak iyi olur diye gecirmistim cogu kez...
Ama hic de oyle olmadi...Kaderde ilk cikisinda nokta atis yapip New York'tan baslamak varmis :)
Tabiki katkilarindan oturu sevgili kankam Sila'ya cok sey borcluyum... Kendisi New School'da isik tasarimi masteri yaptiktan sonra, New York Universitesi'nden sahne tasarimi masteri yapmaya karar verince 3 yil daha orada olacagi anlasildi... E,hazir ev varken ben de boylece onun sayesinde New York'u gormus olacagim!!! :)
Ee, bu surec icerisinde neler yasandi? Mayis ortasi gibi karar verdikten sonra, pasaport-basvuru islemleri vs..vs daha sonra da vize icin basvuruyu da bugun yaptim.
Yurdum insanlari arasinda kimler yoktu ki sevgili okurlar? -Beni kac kisi okuyor onu da bilmiyorum ama- torunu olan babaanneler, anneanneler, ogrenciler...
ve tabi ki magazin kisminda Cannes Film Festivali'nde bizim "yalniz ve guzel" ulkemizi temsil eden Uc Maymun'da oynayan, Yavuz Bingol ve sevgilisi de oradaydilar... Buraya kadar hersey normal, iyi, guzel... Her Turk vatandasi gibi vizeye basvuruyorlar...
Peki komik ve ilginc olan nedir?
Bankoda duydugum diyaloglar...
Bankodaki gorevli kadin Burcu Kara'ya sorar:
-Ne is yapiyorsunuz?
BK:
-TV oyuncusuyum ben
Gorevli:
-Yani oyuncu derken?
BK:
-Sinema, tiyatro, filan yani...Art :)
Gorevli Yavuz Bingol'e doner:
-Siz?
YB:
-Turkucuyum ben, oyuncuyum... (buralari tam duyamamakla beraber) folk song...
Konusmalar, gulusmeler oldu...Sonra Yavuz Bingol ondeki speaker'a birseyler mirildandi...Hatta arkasini hafif donup rezil olmadan su isi bitirseydik gibi utanarak turkusunu okumaya basladi :))
-Erzurum Carsiii pazaaaarrr, leylim ammaaan amaaaan leylim ammaaaann..icinden bir kiz geceeerr.... sarii geliiin.....
Eger vize icin web sayfasina dikkatli bakilirsa soyle bir uyari vardir:
"Başvuru sahibi, mülakat sırasında Türkiye ile olan sosyal, ekonomik, ailevi ve profesyonel bağlarının güçlü olduğunu ve kısa bir ziyaretten sonra Türkiye’ye geri döneceği konusunda Konsolosluk yetkilisini ikna edebilmelidir."
Bu guzel turkuden sonra sevgili turkucumuz ikna etmis olmali ki vizeyi aldilar (yanilmiyorsam)
**************
**************
July 15, 2008
Yüzler Seçkisi/Faces Selection
After the selection from my favorites "around the city", another selection is coming up for you, from the favorites of my own "people-portraits" from all photographers around the world...
Face is maybe something that comes first to our mind when someone's name is uttered..
Face something that makes "us"
Face something that makes "you"
I/you/he/she/we/they...
*I put a poem of Cavafy in my journal titled "around the city", now I'm putting a poem of a Turkish poet Ilhan Berk about face, sorry it's not available in English :(
I wish you like the collections...
To see the selected photographs, please click here.
*************************
"Around the city/Kentin etrafinda" seckisinden sonra portrelerden bir derleme daha...
Yuz,bir insanin adini soyledigimizde aklimizda beliren ilk sey belki de,
bizi biz yapan...
sizi siz yapan...
ben/sen/biz/siz/onlar
*************************
Daha onceki journalimde, Kavafis'in siirini koymustum. Adet mi oldu nedir, bir tane de İlhan Berk koyalim...
Umarim begenirsiniz...
Fotograflari gormek icin lutfen buraya tiklayin.
*************************
YÜZ..
Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük
Beyaz bir gül
Beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar
Ne kadar suysa bir su
O kadar
Ben en yakın yüzüm yüzüne
Uyandığın sabaha, yatağına
Birden bulup birden yitirdiğin bir şey olur ya,ona
Bir dağ okulunda ilk derslere giren çocuklara
İlk coğrafyacılara
İlk harflerine bir alfabenin.
Yüzün ki korkular verir bana ne zaman yüzümü tutsam yüzüne
Ben ki ölüme hiç eğilmedim hiç girmedi sözlüğüme
Belki sokağa ilk çıkan bir çocuktur ölüm
Belki senin bazen topuz yaptığın saçın
Bir yaban çiceği ya da ve daha ilk geliyordur dünyaya
Bir demet maydanozu koparı p bırakmak belki de.
Dedim ya hiç bilmiyorum arabı belki de benim sık sık çıkarı p
Baktığım bir fotoğrafın
Bıyıkları hep yüzüne düşen bir adama çektirdiğim
Bir suya bakarken
Bir suya
Duru mu duru ve daha sessiz ölümün kendinden.
Ben ki seninle aştım yasları
Koydum çağıma adımı.Bir burukluğu
yüzün gibi.
İlhan Berk.
Face is maybe something that comes first to our mind when someone's name is uttered..
Face something that makes "us"
Face something that makes "you"
I/you/he/she/we/they...
*I put a poem of Cavafy in my journal titled "around the city", now I'm putting a poem of a Turkish poet Ilhan Berk about face, sorry it's not available in English :(
I wish you like the collections...
To see the selected photographs, please click here.
*************************
"Around the city/Kentin etrafinda" seckisinden sonra portrelerden bir derleme daha...
Yuz,bir insanin adini soyledigimizde aklimizda beliren ilk sey belki de,
bizi biz yapan...
sizi siz yapan...
ben/sen/biz/siz/onlar
*************************
Daha onceki journalimde, Kavafis'in siirini koymustum. Adet mi oldu nedir, bir tane de İlhan Berk koyalim...
Umarim begenirsiniz...
Fotograflari gormek icin lutfen buraya tiklayin.
*************************
YÜZ..
Biliyor musun sen bir şiirde ilk satırsın ilk sözcük
Beyaz bir gül
Beyaz bir gül ne kadar beyaz olursa o kadar
Ne kadar suysa bir su
O kadar
Ben en yakın yüzüm yüzüne
Uyandığın sabaha, yatağına
Birden bulup birden yitirdiğin bir şey olur ya,ona
Bir dağ okulunda ilk derslere giren çocuklara
İlk coğrafyacılara
İlk harflerine bir alfabenin.
Yüzün ki korkular verir bana ne zaman yüzümü tutsam yüzüne
Ben ki ölüme hiç eğilmedim hiç girmedi sözlüğüme
Belki sokağa ilk çıkan bir çocuktur ölüm
Belki senin bazen topuz yaptığın saçın
Bir yaban çiceği ya da ve daha ilk geliyordur dünyaya
Bir demet maydanozu koparı p bırakmak belki de.
Dedim ya hiç bilmiyorum arabı belki de benim sık sık çıkarı p
Baktığım bir fotoğrafın
Bıyıkları hep yüzüne düşen bir adama çektirdiğim
Bir suya bakarken
Bir suya
Duru mu duru ve daha sessiz ölümün kendinden.
Ben ki seninle aştım yasları
Koydum çağıma adımı.Bir burukluğu
yüzün gibi.
İlhan Berk.
July 09, 2008
Kamuoyuna/Public Announcement
KAMUOYUNA
DESTEK ICIN!
SUPPORT ERDAL KINACI!
Yıllardır bir doktor olarak devletin çeşitli kademelerinde ülkesine hizmet etmiş, bunun yanı sıra fotoğrafçı kimliği, aldığı ödüller ve fotoğrafları ile ülkesini uluslararası alanda da gururla temsil etmiş dostumuz, arkadaşımız, abimiz, kardeşimiz sevgili Erdal Kınacı, şu günlerde hukuka intikal etmiş bir konu nedeni ile tutuklanmış, bunu takiben basında kendisi ile ilgili hiç haketmediği asılsız ithamlarla henüz dava sürerken bir çeşit yargılanma eylemine maruz bırakılmıştır. Bu durum biz sevenlerini büyük bir üzüntü içinde bırakmıştır. Basında çıkan iddiaların tersine Erdal Kınacı, 25 yıldır fotoğraf ile uğraşmaktadır. 40’tan fazla ulusal ödül sahibidir. National Geographic dergisinin düzenlediği uluslararası yarışmada “İnsan” kategorisinde 2006 yılı dünya birinciliğini kazanmış, 2007 yılında ise yine National Geographic dergisinde “foto öykü” dalında Türkiye birincisi olmuştur. Fotoğraf çalışmaları yurtiçinde ve yurt dışında çeşitli dergilerde övgü ile yayınlanmış, birçok karma ve kişisel sergide fotoğrafları sergilenmiştir. Türkiye’de yaşayan engellilerin daha iyi koşullarda yaşamasına yönelik bilinç ve gündem oluşturmak amacıyla Engelsiz Yaşam Derneği ile gerçekleştirdiği Engelsiz Yaşam için Fotoğraflar projesi 2007 yılında Ankara, İzmir ve Aydın illerinde sergilenmiş, Türkiye’nin pek çok ilinde gösteri şeklinde sunulmuş, bu doğrultuda engelsiz yaşam konusunda pek çok çalışma ve yardım organizasyonuna ilham kaynağı olmuş, yurtiçi ve yutdışından Erdal Kınacı’nın bulunduğu bölgeye gönderilen yardımlar engellilere dağıtılmıştır. Son projelerinden olan Gir Geç Pansiyonlar, hayat kadınlarının yaşadıkları drama kamuoyunun dikkatini çekmek amacı ile gerçekleştirilmiştir. Biz fotoğrafçılar ve sevenleri olarak, Türkiye Cumhuriyeti Adalet ve hukuk sistemine güveniyoruz, adaletin doğru kararı vereceği konusunda inancımız ve saygımız sonsuzdur. Erdal Kınacı ile ilgili hukuki süreç tamamlanana kadar basını bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Erdal Kınacı’nın yanında olduğumuzu tüm kamuoyuna duyururuz.
Public Announcement
Erdal Kinaci, more than a friend, a beloved companion, a sibling to us, has served to his country and people as a medical doctor for many years who proudly represented his country also as a renowned photographer with numerous photographs rewarded in prestigious contests. Although he has just been arrested and his case hasn’t been resolved yet, he has become the victim of the false accusations fabricated by the mass media that a man of his indubitable intellectual and artistic calibre definitely never deserves, leaving us in deep sorrow. As opposed to what was claimed by the mass media, Erdal Kinaci has been a honorable photographer for 25 years, crowned with over 40 national prizes for his photographs. Moreover, the National Geographic Magazine awarded Kinaci the first prize in “human” category in a worldwide photography contest in 2006. The following year, Kinaci won the first prize in “ photo-reportage” category in a national contest organized by the National Geographic Magazine. His photography has been well appreciated by both at home and abroad. His photographs have been published in various magazines and exhibited in personal and mixed exhibitions. With the purpose of raising consciousness and setting the agenda for the disabled people, Erdal Kinaci joined the efforts of Well-Abled Life Association (Engelsiz Yaşam Derneği) and created a special project, “ Photography for a Well-Abled Life”, which was exhibited in Ankara, Izmir and Aydin in 2007 and displayed in different cities of Turkey. His project unquestionably worked his will and inspired many other projects and charity organizations to initiate subsequent events for achieving a well-abled life for everyone. A considerable amount of aid in kind from charity organizations and NGO’s from Turkey and abroad could be delivered to the disabled people in need with whom Erdal Kinaci has always felt the privilege of sharing the same hometown. One of his last projects, Gir Gec Pansiyonlar (Admission Free Pensions) aimed to draw attention to the hardships of prostitutes working in brothels.
We, his photographer friends and companions, trust the judicial system and laws of Turkish Republic. We have a deep belief in the fairness of the decree of court. Hence, we invite the Turkish media to handle the issue in a more sensitive manner until the legal procedures have been completed.
We, the undersigned, hereby announce our support for Erdal Kinaci to the public with respect.
for supporting
Translated by : Murat Goc.
Can anyone be lynched for photography?
FOTORiTiM
E-Fotograf Dergisi / E-Photo Magazine
Please see
Also see
July 06, 2008
İnsanın fotoğrafları sevmesi için bir çok nedeni var..
bugun bir arkadasim tesadufen iki tane fotograf yolladi...
kadraja tesadufen ben ve bir arkadasim ve onun ailesi girmisiz papazin baginda.. 2-3 sene once cekilen bir fotograf bu..
hatirlamiyorum bile ne zamandi, ne ara gitmistik.. cok da onemi yok.. gitmisiz iste.. arkadasimi ceken baska bir arkadasin fotografinda kadraja girivermisiz oyle habersiz.. masada sohbet ederken.. bir anlik bir goruntu.. her fotograf karesi gibi gecip gitmekte olan bir anin kaydı..hepsi bu..
bir zamanlar annem vardı..
şimdi yok..
ama her gun uyandigim zaman sabah gozume gulerek bakan, bir agacin arkasindan bana gulumseyen bir kadın var.. hep o agacin arkasinda kalmis, hep o agac ordaymis ve annemde ordaymis gibi..mutluyken... ben daha dunyaya gelmemisken ustelik, ama simdi benim dunyamda, 4metrekarelik bir odada, her sabah bana gulumsuyor..
annem artik fotograflarda..
fotografla ilgili okudugum bir makalede soyle bir sey vardi.. gerceksiz gercektir fotograf.. dogru.. annem yok gercegini, fotografa baktikca kıran bir sey var elimde..
eski evimizin fotografi var bir de.. en guzel gunlerimin gectigi ev, kapiyi calmadan girmek icin balkondan giriverdigim ev..balkonunda menekselerin, petunyaların oldugu ev.. mutfak camından annemim bana musluktan su verdigi ev..babamın mangal yaptigi ev.. simdi artik o ev de yok...
evimiz artik fotograflarda..fotograflara bakip guzel gunleri animsamak icin..
simdi artik fotograftaki "o arkadas" da yok, baska arkadaslar var...
"arkadasim" artik fotograflarda...bazi insanlar kotu anilari unutmazlar, ben bazılarını hatırlayip "bana bunu neden dedi? ben bu sozleri hak etmemistim?" diyor(d)um kendime... acı tazeyken hatırlanıyor da, sonra hemen unutuluyor.. iyi ki de unutuluyor, ustune yenisi ekleniyor, eklenecek de..
simdi ben bu iki fotografa bakarken, artik kotu birsey hatirlamiyorum...
"cocuklugum" artik fotograflarda kalmis, icimi burkan bir ince sızı geldi gecti...
bir zamanlar icimi acitan sey, iyisiyle, kotusuyle de olsa.. cunku bana ait birseydi... şimdi benim icin "anı" olmus farketmeden...
hatıralarım fotograflarda..
evet bu yuzden seviyorum fotografi... hatiralarimi iyi de olsa kotu de olsa sevdigim gibi...
Elif.
July 01, 2008
around the city/kentin etrafında
Sectigim fotograflar icin lutfen bkz.
Please see the link for the selected photographs.
***********************************************
Bu sehir bize mi ait?
Sehri birakip gitmek zor mudur?
Terk etsek, sehir arkamizdan gelir mi?
Takip ettigim cogu fotografcinin malzemesi olan kentler, nedense diger konulara gore cok ilgimi cekti ve boyle bir baslik altina hepsini topladim."around the city/kentin etrafinda" belki ileride baska konulara/yazilara da malzeme olacak gibi gorunuyor...hemen akabinde de Kavafis'in siiri aklima geldi!
Metro istasyonlari, caddelere dusen golgeler, siluetler, bir yerden bir yere gitme telasinda olan insanlar, insanciklar fotograf karelerine sigan goruntulerden bazilari...
Favorilere ekledigim fotograflardan bazilarini sectim ve paylasmak istedim.
Umarim begenirsiniz...
***************************
Does this city belong to us?
Is it really hard to leave the city?
If we leave it, does it haunt us?
The concept of city is one of the major themes of the photographers I watch in deviantart,and it always appealed me somehow related to other genres. So I decided to put these kind of photographs under a title “around the city”. And the poem of C.P.Cavafy “the city” has just come to my mind in accordance with this journal…
Metro stations, the silhouettes, the shadows on the streets, people who rush from one corner to another are displayed on photographs…
I wanted to share this selection from my favorites titled “around the city”…
I wish you like it…
************************************************
"You said, “I will go to another place, to another shore.
Another city can be found that’s better than this.
All that I struggle for is doomed, condemned to failure;
and my heart is like a corpse interred.
How long will my mind stagger under this misery?
Wherever I turn, wherever I look
I see the blackened ruins of my life,
which for years on end I squandered and wrecked and ravaged”.
You will find no other place, no other shores.
This city will possess you, and you’ll wander the same
streets. In these same neighborhoods you’ll grow old;
in these same houses you’ll turn gray.
Always you’ll return to this city. Don’t even hope for another.
There’s no boat for you, there’s no other way out.
In the way you’ve destroyed your life here,
in this little corner, you’ve destroyed it everywhere else. "
Translated by Stratis Haviaras
(C.P. Cavafy, The Canon. Translated from the Greek by Stratis Haviaras, Hermes Publishing, 2004)
******************************************************
Şehir
Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim, dedin
bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Donup dolasip bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
Konstantin Kavafis
Çeviren: Cevat Çapan
June 26, 2008
zihin ergo sum Mersin'de!...
h'iç soyut fotograf sergisi Salzburg'a gidiyor!...
Müje Özkan anısına...
Evren kesitindeki sonsuz görüntü akışı içerisinde belleğimizde yer eden “hiç” bir görüntüyle örtüşmeyen, varlığını yeni gördüğümüz, tanımlaması ve anlamlandırılması kendince ve izleyicisiyle oluşacak bağımsız bir “şey”… evren kesitinde -rastlantısal olarak- çekilen değil, -kurgusal olarak- yapılan fotoğraf…” olarak tanımladıkları soyut fotoğraflardan oluşan serginin başlığı, sonsuz görüntü akışı içerisinde belleğimizde yer eden görüntülerin dışındaki yeni ve fotoğrafçısının “öz” ifadesine dayalı görselliği, tanımlaması ve anlamlandırması izleyiciye bırakılmak üzere “hiç” le ifade ederken, “iç” ayrımıyla fotoğrafçısının öznelliğine vurgu yapılmaktadır.
15 Mart 2008 tarihine kadar açık olacak sergiye 26 atölye katılımcısı, 2006-2007 yılı çalışma dönemine ait, 70 cm x 100 cm ebatlarındaki 38 siyah/beyaz ve renkli dijital baskı çalışmalarıyla katılmaktadır. Sergideki fotoğraflarda renk ve rötuş dışında düzenleme yapılmamış ve çalışmalar manü plasyonlarla üretilmemiştir. Soyut çalışmalar fotoğraf tekniğinin kendine ait görsel dili kullanılarak, klasik çekim yöntemiyle, çekim aşamasına sadık kalınarak oluşturulmuştur. Atölyenin “Siyah” ve “Şey” den sonra 3. sergisi olan “H’İÇ” te bu sene değerli fotoğraf ustası Necmettin KÜLAHÇI, 2 soyut fotoğrafı ile onur konuğu olarak yer almaktadır.
Sergiye katılan fotoğrafçılar:
Sema ALTAN, İbrahim AYIK, Şeyda AYTEM, Özlem BORA, Gökhan BULUT, Levent ÇAĞIN, Cem DEVECİOĞLU, Yağmur DOLKUN, Satı ERDOĞAN, Işın ERGENEMAN, Can GAZİALEM, Kadriye KARATAŞ, S. Fehmi KATIRCIOĞLU, Aytül KESKİN, Baki KOCABALLI, Nezaket KOÇ, Ünal KOYAZ, Deniz LÜLECİ, Suderin MURAT, Canan ODABAŞ, Işıl ÖREN, Müje ÖZKAN, Faika Berat PEHLİVAN, Ayşe SARAY, Zeynep ŞİŞMAN, Elif VARGI ve sergi onur konuğu Necmettin KÜLAHÇI
AFSAD Gökhan Bulut Soyut Fotoğraf Atölyesi “H’İÇ” Başlıklı Fotoğraf Sergisi
-ISTANBUL Cemal Resit Rey Salonu Harbiye 5-15 MART 2008
-CANAKKALE Troia Kultur Merkezi Fuayesi 11-21 NISAN 2008
-ANKARA Cagdas Sanatlar Merkezi Cankaya 1-8 HAZIRAN 2008 'den sonra simdi de...
19 Eylul-10 Ekim 2008 tarihleri arasında, Avusturya-Salzburg'da Bashimi Art House'da sergilenecek...
Herkes davetlidir!!!
Evren kesitindeki sonsuz görüntü akışı içerisinde belleğimizde yer eden “hiç” bir görüntüyle örtüşmeyen, varlığını yeni gördüğümüz, tanımlaması ve anlamlandırılması kendince ve izleyicisiyle oluşacak bağımsız bir “şey”… evren kesitinde -rastlantısal olarak- çekilen değil, -kurgusal olarak- yapılan fotoğraf…” olarak tanımladıkları soyut fotoğraflardan oluşan serginin başlığı, sonsuz görüntü akışı içerisinde belleğimizde yer eden görüntülerin dışındaki yeni ve fotoğrafçısının “öz” ifadesine dayalı görselliği, tanımlaması ve anlamlandırması izleyiciye bırakılmak üzere “hiç” le ifade ederken, “iç” ayrımıyla fotoğrafçısının öznelliğine vurgu yapılmaktadır.
15 Mart 2008 tarihine kadar açık olacak sergiye 26 atölye katılımcısı, 2006-2007 yılı çalışma dönemine ait, 70 cm x 100 cm ebatlarındaki 38 siyah/beyaz ve renkli dijital baskı çalışmalarıyla katılmaktadır. Sergideki fotoğraflarda renk ve rötuş dışında düzenleme yapılmamış ve çalışmalar manü plasyonlarla üretilmemiştir. Soyut çalışmalar fotoğraf tekniğinin kendine ait görsel dili kullanılarak, klasik çekim yöntemiyle, çekim aşamasına sadık kalınarak oluşturulmuştur. Atölyenin “Siyah” ve “Şey” den sonra 3. sergisi olan “H’İÇ” te bu sene değerli fotoğraf ustası Necmettin KÜLAHÇI, 2 soyut fotoğrafı ile onur konuğu olarak yer almaktadır.
Sergiye katılan fotoğrafçılar:
Sema ALTAN, İbrahim AYIK, Şeyda AYTEM, Özlem BORA, Gökhan BULUT, Levent ÇAĞIN, Cem DEVECİOĞLU, Yağmur DOLKUN, Satı ERDOĞAN, Işın ERGENEMAN, Can GAZİALEM, Kadriye KARATAŞ, S. Fehmi KATIRCIOĞLU, Aytül KESKİN, Baki KOCABALLI, Nezaket KOÇ, Ünal KOYAZ, Deniz LÜLECİ, Suderin MURAT, Canan ODABAŞ, Işıl ÖREN, Müje ÖZKAN, Faika Berat PEHLİVAN, Ayşe SARAY, Zeynep ŞİŞMAN, Elif VARGI ve sergi onur konuğu Necmettin KÜLAHÇI
AFSAD Gökhan Bulut Soyut Fotoğraf Atölyesi “H’İÇ” Başlıklı Fotoğraf Sergisi
-ISTANBUL Cemal Resit Rey Salonu Harbiye 5-15 MART 2008
-CANAKKALE Troia Kultur Merkezi Fuayesi 11-21 NISAN 2008
-ANKARA Cagdas Sanatlar Merkezi Cankaya 1-8 HAZIRAN 2008 'den sonra simdi de...
19 Eylul-10 Ekim 2008 tarihleri arasında, Avusturya-Salzburg'da Bashimi Art House'da sergilenecek...
Herkes davetlidir!!!
Subscribe to:
Posts (Atom)