Engin Güneysu’nun “Sokağın Dili : Bildiğin İstanbul Sergisi” Üzerine
Fotograf Geçidi: İstanbul 2010 projesinin yedinci sergisi , Engin GÜNEYSU'nun SOKAĞIN DİLİ : BİLDİĞİN İSTANBUL isimli bu ay izleyicilerin beğenisine sunulacak.
Güneysu’nun fotoğraflarına baktığınızda, kent ve insan çelişkisini bir kez daha görürsünüz. İnsanlar ilk bakışta bu kente ait değilmiş gibi gözükseler de, aslında dikkatle bakıldığında tam da bu kentin ayrılmaz birer parçası gibidirler. İnsanın giderek kentleştiği, şehrinse aynı anda insanlaştığı da göze çarpar. Şehir, insanlarla birlikte yaşar, soluk alır. Kent ve insan birbirinden kopartılamaz bir hale gelir. Derin, boş, ıssız bir yalnızlık hakimdir onun fotoğraflarında... Ama her fotoğrafçı bu kareleri ortaya çıkartırken tabi ki bu düşünceleri aklından geçirmez, onlar sadece deklanşöre basarlar.
“Yaklaşık 2 yıldır İstanbul sokaklarını fotograflıyorum... Sanırım bu benim için hayat gailesini unutup hayata karışma, stresten arınma aracı. Anlık değişen ışıkla farklılaşan sokağı ve insanların farklı ruh hallerini fotograflayarak hem “o an” ı hem de kendi zamanımı durdurmuş oluyorum…” [1]
Güneysu da, tıpkı izlenimci bir ressam gibi, anlık değişen ışıkla farklılaşan İstanbul’u ve insanları, değişmekte olan ruh halleri içerisinden çekip alıyor, donduruyor, durduruyor...
Bunlarla birlikte, yansıyan yüzler, siluetler, gölgeler de bu fotoğrafların ayrılmaz birer parçaları... Güneysu’nun da belirttiği gibi, değişmekte olan ışığı yakalamaya çalışan fotoğrafçı, bu kent içerisinde ışığın binbir farklı yüzünü karelerine aktarıyor. Gölgeler, gölgeleşmekte olan insanlar, silüetler aslında bu izlenimci tutumun bir uzantısı olarak görülebilir...
http://www.fotografgecidi.com/sergi_enginguneysu.html
(**) Yazının orijinali Fotoritim Mart 2010 sayısındadır.
No comments:
Post a Comment